Orta yaş belirtisi herhalde, gençlerle çok uğraşır oldum.
Aşağıdaki yazı orta yaş başlangıcıma denk gelme talihsizliği yaşayan bir grup
lise öğrencisine dair. Kendilerine Uluslararası İlişkiler dersi öğretmeni tarafından
karne notunu öyle adam akıllı etkilemeyecek bir sınav yapıldı. Suriye Meselesi
ve “Barış Sürecini” de içeren ve genel bilgi ölçen üç soru soruldu.
Sorular basit ve yüzeysel bilgi ile cevap verilecek cinsten ama yine de bazı
cevaplar evlere şenlik!
İlk soru “Türkiye’nin jeopolitik önemini açıklayınız?” şeklinde. Onun fazla üzerinde
durmayacağım. Bu soruya verilen cevaplarda da dikkat çeken unsurlar olmakla
beraber genel olarak bir iki cümlelik tanıdık cevaplar verilmiş. Sadece su
cevaba yer vermek istiyorum:
-Türkiye bulunduğu konumdan dolayı ele geçirilmek istenen
bir yer. Bazı ülkeler Türkiye’nin bir ayağını çukura sokmaya çalışıyor. İçten
içe planlar yapıp her türlü yolla Türkiye’yi zedelemeye çalışıyorlar.(Tanrı Türkiye’yi korusun!)
İkinci soru Suriye iç savaşı ile ilgili. Bu kadar çok içinde
olduğumuz ve bu kadar içimizde olan savaş. (Bu sınav Reyhanlı saldırısından önce
yapıldı) “Suriye Savaşı ülkemizi nasıl etkiler?” Bu soruya verilen cevaplardan bazıları:
-Siviller ülkelerini terk etmek zorunda kalıyor ve
Türkiye'de onlara yardım edip sınır içine sokuyorlar. Bu da Türkiye'nin onlar
için gider yapmasına sebep oluyor ve ekonomiyi değiştiriyor. (Öğrencinin uzak da olsa gündeme kulak
kabarttığını görüyoruz ama “Ekmeğimizi mülteciler ile neden paylaşıyoruz?”
gündemi.)
-60.000 kişi ölmüş ve birçok ülkede sağlam yapı kalmamıştır.
O günden bu güne AKP ile Suriye hükumeti arasında gerilimler yaşanmaktadır. (Öğrencinin kafası neden böyle karışmış? Savaşı neden birçok ülkeye sıçratmış? Bir de Suriye ifadesinin karşısına
Türkiye'yi koymasını beklerken AKP'yi koymuş. Normalde ülke ismi kullanmış, karşısında
da ülke ismi olmalı değil miydi? Eh kim kimle savaşıyor, kim kimin karşısında
kim kimin yanında karışıklığı yavrucaklara da yansımış.)
-Türkiye'ye sığınmış olmaları, yiyecek, giyecek, kıyafet, barınacak
gibi ihtiyaçları Türkiye'den yani Türklerden karşılamışlardır. Bu da diğer
devlet ve diğer milletlerin gözüne batmıştır. (Sınav kağıdında hakim olan doğallığa hayranım).
-Çatışma bizim ülkemize de sıçrayabilir ve kendi ülkemizde
de iç savaş olabilir. Ve Esad'ın istediği gibi bizim ülkemizde de ülkeyi
yönetmek isteyenler çıkabilir.(Yine kafam
karıştı)
Üçüncü soru “barış süreci” ile ilgili. Süreç hassas ama
bizim çocuklar değil. “Türkiye’de şu
aralar gündemde olan ‘Çözüm ve Barış Süreci’ hakkında bildiklerinizi yazınız.”
-Çözüm getirerek barışı sağlamaya çalışıyoruz. Bence bir
çözüm bulunamayacak.(Nedenlerini bilmiyor
ama sonuçtan emin.)
-Herkes birbiriyle savaşma-ölme çabasındadır. Böyle devam
ederse dünya yıkılmaktadır. Bence herkes kardeş gibi olmalı Türk-Kürt ayırımı
olmamalıdır. ( Tüm dünyayı önemseyen en
barışçıl cevap.)
-Gündemde olan konu olarak türban meselesi var. Türbanlılar üniversite, lise vb işyerlerinde
kapalı olmamalılar. Bence bu çok uğraşılması gerekecek bir konu değil sonuçta
modernlik Atatürk zamanında gelmiştir. Biz de modern bir devlet olduğumuz için
iş yerlerinde, okullarda ya da diğer yasak yerlerde peruk takılarak hem saçları
görünmemiş olur hem de modernlik ortadan kalkmaz. Son anda karar kılınmış ve barış anlaşma
olmuştur zaten bu konuda. (Eyvahlar olsun
öğrenciler okudukları soruları da anlamıyorlar! Ya da “Ne sorulursa sorulsun
her bi’şeyi türbana bağlayıp işi kotarabilirsin” fikrini edinmiş çocuklar. )
-08.05.2013 tarihine kadar terörün Türkiye'den çekileceği
söylendi. Benim görüşüm (büyük harflerle küfür) Apdullah Öcalan asılmadan terör
çözülmez! (Sınav kağıdına kısaltılmış
şekilde küfür yazma cüretini bu konuda buluyor çocuklar.)
-Apdullah Öcalan'ın isteği ile süreç başladı. Onun da istemi
doğrultusunda bazı akil insanlar komisyonu idi. (...) 8 Mayıs'ta sınır dışına
kabile kabile çıkacaklardır. (Bu kadar gündemde olmasına rağmen Akil
insanlardan bahseden sadece iki öğrenci var, onlardan biri.)
-Barış olmamalı bence çünkü çok askerimiz öldü. Bu saatten
sonra Türkiye'den çekilseler ne olur çekilmeseler? Bir şekilde APO yani
Abdullah Öcalan idam edilmeli. Saddam idam edildikten sonra problemler çözüldü.
Abdullah Öcalan da idam edilirse problemler çözülür bence. (Evet hiçbir şey anlaşılmamış, Saddam'ı da dahil edip en baştan
alıyoruz.)
-Terör yüzünden askerlerimiz ölüyor. Bu yüzden de insan
sayıları azalabilir. (Azalabilir.)
-”Çözüm ve barış” Türkiye'nin terörle mücadelesini anlatır.
8 Mayıs'ta geri çekileceklerdir. İnşallah bu gerçekleşir terör son bulur. (Bu kağıda başka bir el yazısı ile müdahale
edilerek “(küfür) Apo (küfür) asılmadan çözülmez!” eklemesi yapılmış. Aynı el
yazının sahibi başka bir kağıda da “TRT ŞEŞ izleme izletme!” eklemesi yapmış.
Kağıt sahipleri ses çıkaramamış. Türkiye'de azınlığın çoğunluğa tahakkümünün ortaöğretim örneklemi!)
Kürt meselesi ile ilgili cevapların birçoğunda da “Kürt Halk
Önderi Aptullah Öcalan (küfür)” ifadesi kullanılmış. Peki,bu çocuklar nasıl bir
tavır ve hangi tarafa yaslı olduğunu bildikleri (bilmese bile kulak
dolgunluğunun da etkisiyle sezdikleri) bu ifadeyi neden kullandılar? Üstelik
yanına küfür yazarak! Pekâlâ "bebek katili" ya da "İmralı
Canisi" ifadelerini tercih edebilirlerdi. "Kürt halk önderi ve küfrü
hak ediyor." “O halkın önderi ve nefret ediyoruz.” Bu, o halkla ilgili
duyguların da sivrileştiğinin ipucusu mu? Artık "Kürt kökenli" ve
"Kürt" ayırımı da ortadan kalkıyor. "Makul Kürt" ifadesine
de veda etmemiz gerekecek. Kürtler barışı istemekte birleşti, barış istemeyenin
"iyi Kürtleri severiz" maskesine ihtiyacı kalmadı. Bu durumun
çocukluğu henüz terk etmiş gençlerdeki yansıması da bu herhalde.
Not: Öğrencilerin cevapları anlatım bozuklukları ve yazım yanlışları (bağlaç olan -de'yi ayırma ve bir iki küçük düzeltme dışında) düzeltilmeden aktarılmıştır.