Alış-veriş festivallerine nasıl bir anlam yüklemem gerektiğini bilemiyorum. Festivalsiz de haddinden fazla alış-verişin yapıldığı büyük şehirlerde kimin hasılatını arttırmak adına düzenleniyor bunlar? Zaten boşalmayan AVM mağazalarının camlarındaki çıkartmalar, deneme kabinlerinin boş kalan nadir anlarını doldurmayı mı hedefliyor? Yıl boyunca yapılan tüketimin bir ay da festivale niyet edilip dozu da arttırarak devam ettirilmesi mi arzu edilen? Kafamda bu deli sorular "Alışveriş festivali nedir, ne işe yarar?" tartışmasını bir kenara bırakıyorum. Başka şeyler daha var tartışılması gereken.
İstanbul’un alışveriş festivali Shoppingfest’in metrobüs
duraklarını işgal eden afişlerini görmüşsünüzdür. Haziran ayı boyunca durakları
işgal eden bu afişlerde arka planı cami-gökdelen birlikteliğiyle renkli bir
İstanbul manzarası olan bir laleler topluluğu var. O laleler içinde öne çıkan öyle bir
lale var ki bildiğimiz lalelere hiç benzemiyor. Yaprakları alışveriş çantaları\torbalarından
oluşmuş iri bir lale! O torbalı lale içinden de yarı beline kadar dışarıya fırlamış enteresan bir varlık. Öyle bir varlık ki
alış-veriş torbaları içinde varoluşunu tamamlamış da bunun coşkusuyla dışarı
fırlamış gibi! Satın almış olmaktan aldığı hazla kendinden geçmiş, adeta
hayatına anlam katmış bir varlık. Evet, doğru bildiniz: Kadın.
Afişi görüp de bu düşünceler hücum edince beynime geçmiş shoppingfest’lerin afişlerini aradım. Bulduklarım içinde birkaçı hariç diğer tüm
afişlerin\reklamların baş rolünde kadın. Çoğunda da ellerinde alışveriş torbaları, mutluluktan uçan kadınlar. Satın almanın mutlandırdığı varlığın capcanlısı da hemen aynı zaman diliminde çıktı karşıma.
Gündüz kuşağında giysi satın alıp onu jüriye beğendirmek
şeklinde işleyen bir yarışma var "Bana Her Şey Yakışır" adında, rast gelmişsinizdir
ya da en azından duymuşsunuzdur. Ben rast geldiğim sırada 20 yaşında bir
hanım kızımızı gösteriyorlardı. Bir kere kazanmış ve tekrar kazanmak için yarışacak biri.
Ağzından dökülen cümleler:
10 bin lira kazanmıştım. Çoğunu kıyafete verdim. Biriktirmek
için küçük bir bölümü kaldı. Onu da kıyafete vereceğim galiba. ALIŞVERİŞE
DAYANAMIYORUM!
Önce kendi nefsime sonra bu talihsiz hanım kızımız da dahil
hemcinslerime şöyle birkaç soru: Alışveriş torbalarının içinden zirve bir hazla fırlamış kadının cins-i latif kadını ne kadar da çirkinleştirdiğini fark edemiyor muyuz? Biz varoluşumuzu tüccarların ceplerini
doldurarak mı tamamlıyoruz? %50 indirim tuzaklarına kaptırdığımız hangi
zaaflarımız? En önemlisi de çok tüketince çok mutlu olacağımıza nasıl oldu da inandık?