29 Nisan 2015 Çarşamba

"IŞIK ILIK SÜT İÇ"TE KARDEŞLİK YOKMUŞ

*Yazının tamamı Nihayet Dergi Nisan sayısında yayınlanmıştır.

  " ...Tüm aile planlamalarına rağmen ve kendi üzerindeki diğer planlara rağmen bol çocuklu olan Kürt ailelerinin bireylerinin her birine bencillik duygusu bir hayli yabancıydı. Bu yabancılık aile bireyinin kendi konuşmalarından sezildiği gibi başkalarının konuşmalarına yüklediği anlamlarda da açığa çıkardı. Bir ilkokul okuma fişine yüklenen anlamda mesela...

    Öğretmen biraz sonra hecelerine parçalayıp böleceği o cümleyi özenli bir yazıyla tahtaya yazardı:
"Işık ılık süt iç." . Önce öğretmen okurdu, peşi sıra da bağırarark tüm sınıf. O andan itibaren çocuğun zihninde sahne kurulurdu. Sahnede adları Işık ve Ilık olan iki kardeş. Bu isimler ard arda doğan bu iki kardeşe birbirlerine uyumlu olsun diye konulmuştu. Tıpkı Ferdi-Ferhat, Zelal-Delal, Welat-Fırat gibi. İki kardeşe seslenirdi anneleri; içilmek için hazır olan bembeyaz, mis kokulu süt görünürdü sahnede. İki kardeş sütü beraber içmek için annelerinin sesine geleceklerdi. Hatta belki de süt sadece bir bardaktı ve aynı bardaktan içeceklerdi. Kurulan bu sahne size garip gelmesin, çocuk elbet böyle hayal edecekti. Hem tersi nasıl mümkün olabilirdi? Bir anne nasıl sadece bir çocuğa süt kaynatabilirdi? Bunu Işık kabul etse Ilık kabul etmezdi, Ilık etse Işık etmezdi. Hadi onlar kabul etti  diyelim yediyi sekizi fistanın eteğiyle aynı anda örtmüş annenin beşi-onu içine almış yüreği bunu kabul etmezdi edemezdi.

   Bu yüzden o okuma fişi, çocuk için okumayı söküp kitaplar okumaya başladığı sonraki yıllarda bile uzun süre o haliyle kaldı. Işıklı-Ilıklı, içinden çocuk cıvıltısı gelen, şen, zengin bir okuma fişiydi. Ne zaman çocuğun kardeşleri büyüdü, ayrıldı, gitti o zaman fark etti:

Işık annesinin tek kızıydı. Annesi ona ılık bir süt hazırlamıştı. Kimseyle paylaşmadan içecekti o sütü. Yapayalnız bir Işık, sıkıcı bir okuma fişinin içine düşmüştü, sus pus olmuştu.  Bu yeni kavrayış başlarda iç acıtsa da alıştı. Alışmak zorunda kaldı. 
..."
Handan Tanrıkulu Coşkun